Mekke Ziyaretleri

KABE

üslümanların kıblesi olan kabe,

Yeryüzünde yapılan ilk ibadethanedir.

Kabe, Allah’ın emriyle Hz. İbrahim ve oğlu Hz.İsmail tarafından inşa edilmiştir. İnşaat belli bir seviye’ye geldiğinde Hz. İbrahim oğlu Hz.İsmail’e ” bana bir taş getir ki insanların tavafa oradan başlamaları için bir nişan olsun ” dedi. Hz. İsmail’de Ebu Kubeys dağından siyah bir taş getirdi. İbrahim (A.S) o taşı, şimdiki bulunduğu köşeye yerleştirdi. Siyah taş anlamına gelen Hacer-i Esved kabedeki köşesinde bulunmakta ve tavaf buradan başlamaktadır.

Kabe Duvarlarının eni 11, boyu 12, yüksekliği 13 metre olup, taştan yapılmış bir binadır.

İnşaat tamamlandığında Allah’ ın emri ile Hz. İbrahim binanın yakınındaki Ebu Kubeys dağına çıkarak ” Ey insanlar Rabbimiz bir beyt (ibadethane) bina etti ve üzerine haccı ve o beyti ziyaret etmenizi farz kıldı. Rabbinizin bu davetine icabet ediniz ” diye seslendi.
Bu daveti yerle gök arasında ve ruhlar aleminde kıyamete kadar haccetmesi takdir edilen herkes işiterek; Lebbeyk Allahümme Lebbeyk:”Allah’ım buyur emrine amadeyiz ” diye cevap verdiler.

Kabe’yi çevreleyen cami yer yüzünde ilk yapılan mescit olup, buraya Mescid-i Haram, Harem-i Şerif denmektedir. Bu mescitte kılınan namazın sevabı çok büyüktür.
Peygamber efendimiz şöyle buyurmuştur. ” Mescidimde (Medine’deki Mescit) kılınan bir namaz, Mescid-i Haram hariç başka mescitlerde kılınan bin namazdan daha faziletlidir. Mescid-i Haram’da kılınan bir namaz ise, diğer mescitlerde kılınan yüzbin namazdan daha faziletlidir”

SAFA İLE MERVE

Kabe’nin yakınında safa ile merve tepeleri Hz. Hacer’in yedi defa gidip, geldiği tepeler olup, bu geleneğe uygun olarak hac ve umre’de yedi defa gidip, gelinerek say edilmektedir.

ZEMZEM

Safa ile merve arasında Allah’ın emri ile Cebrail tarafından çıkarılan ve Hz. Meryem ile oğlu Hz. İsmail’e sunulan kutsal su.
Günümüzde de zemzemden yararlanılmaktadır.

ARAFAT:

Mekke-i Mükerreme’nin yaklaşık doğu istikametinde, Harem-i Şerif’e 20 km’ye yakın mesafede, geniş, düz bir sahadır. Ana hatlarıyla sınırları Peygamber Efendimiz (s.a.v) tarafından tayin edilmiştir. Sahanın ortasında, kuzeydoğusuna biraz daha yakın bir yerde Cebel-i Rahme yer alır. ‘Arafat Dağı’ denilince bu dağ kastedilir. Ancak Arafat’ın kendisi dağ değil, ovadır; geniş bir vadidir. Haccın rükünlerinden biri olan vakfe burada yapılır. Vakfenin zamanı, Zilhicce ayının 9. günü güneşin zevalinden sonra burada başlar, ertesi günü şafak vaktine kadar devam eder. Burada kısa bir süre de kalınsa vakfe yapılmış olur. Arafat’ın tamamı vakfe mahallidir.netlerindendir.

PEYGAMBERİMİZ (S.A.V) DOĞDUĞU EV:

Hz. Peygamberin doğduğu ev Kabe’nin doğu tarafında kalan Beni Haşim mahallesinde idi. Hz. Muhammed Miladi 20 Nisan 571 (12 Rebiulevvel) Pazartesi gecesi tan yeri ağarırken bu evde dünyaya gelmiştir. Daha sonra buradaki ev yıkılmıştır ve yerine yapılan bina günümüzde Mekke Kütüphanesi olarak kullanılmaktadır.

NUR DAĞI(HİRA MAĞARASI):

Nur Dağı, eski adıyla Cebel-i Hira. Hira mağarasının bulundğu, Allah Resulü’ne ilk vahyin geldiği, dolayısıyla nübüvvet vazifesinin verildiği dağ.. Mekke’nin kuzeydoğusunda, 300 m. yüksekliğinde kütle kayalardan oluşan ve Kabe’ye 5 km. mesafede bulunan bir dağdır. Peygamberliğinden önce Hz. Muhammed’in Ramazan aylarını ibadetle geçirdiği “Hira Mağarası” bu dağın zirvesinde bulunmaktadır. Sevgili Peygamberimiz 40 yaşına girdiği senenin Kadir Gecesi’nde bu dağda ibadet halinde iken Hz. Cebrail gelmiş ve kendisine “Ey Muhammet! Sen Allah’ın Resulü, ben de Cebrailim” diyerek peygamber olduğunu tebliğ etmiştir. Kur’an-ı Kerim’in ilk ayetleri aynı gecede Peygamberimize burada inmeye başlamıştır. Bu sebeple bu dağa Nur’un indiği yer manasına gelen NUR DAĞI denmektedir.

CEBEL-İ SEVR:

Rasulullah(s.a.v) Efendimiz’in Mekke’den Medine’ye hicret ederken saklandığı mağaranın bulundğu dağdır. Mekke yakınlarındadır. Harem-i Şerif’in yaklaşık olarak güneydoğu istikametindedir. Efendimiz, yol arkadaşı Ebubekir(r.a) ile birlikte, kendilerini arayan müşriklerin ilk hızı kesilinceye kadar üç gün kadar burada saklanmışlardır.

CENNET’ÜL MUALLA:

Mekke-i Mükerreme’nin asıl tarihi kabristanlığıdır. Medine’de bulunan Cennet’ül Baki’den sonra fazileti en çok olan kabristandır. Hatice Validemiz, Hz. Aişe Validemizin ablası Esma(r.a) burada medfundur. Mekke’de vefat eden nice alim ve fazıl insanların toprağa verildiği bir yerdir. Kabristan, Mekke’nin yukarısında yer alan ‘Hurcun’ denilen mıntıkada, bir dağ arası vadisindedir.

MESCİD-İ CİN:

Peygamber efendimiz davet için gittiği Taif dönüşünde yol üzerindeki Nahle Vadisi’nde namaz kılarken bir grup cin Kur’an-ı Kerim’i dinleyerek etkilenmişlerdir. Daha sonra Hz. Muhammed’i takip eden bu cinler Mekke girişinde efendimizle görüşmüşler ve müslüman olmuşlardır. Kur’an-ı Kerim’deki Cin Suresi burada nazil olmuştur. Sonraları bu mekana bir mescit yapılarak Cin Mescidi ismi verilmiştir. Peygamberimiz insanlara ve cinlere İslam’ı tebliğ etmek için görevlendirilmiştir. Bu hakikat Kur’an-ı Kerim’de şu ayetle açıklanır: “Ben insanları ve cinleri ancak bana ibadet etsinler diye yarattım”. (Zariyat, 56)

MÜZDELİFE/MİNA:

Mina ile Arafat arasında bulunan 12 km2 genişliğindeki bölgeye Müzdelife denir. Yüce Allah bu meydanda bolca ibadet etmemizi emir buyurmuşlardır. Hacc’ın vaciblerinden olan Müzdelife vakfesi bu meydanda gece konaklayarak yapılır. Akşam vakti Arafat’tan yola çıkan Hacılar, akşam ve yatsı namazlarını yine bu meydanda kılarlar. Şeytan taşlama da kullanılacak taşlar da buradan toplanır. Bayramın birinci günü sabah namazından sonra Müzdelife’den Mina’ya hareket edilir. Mekke’nin kuzeydoğusunda Müzdelife ile Mekke arasında kalan geniş bölgeye Mina denir. Cemerat ismiyle bilinen şeytan taşlama yerleri, Hac kurbanlarının kesildiği mezbahaneler ve sevgili Peygamberimizin Mina günlerini geçirdiği mekâna yapılan Mescid-ül Hayf burada bulunmaktadır. Müzdelife vakfesinden sonra hacılar Mina’ya gelerek Hacc’ın vaciblerinden olan ve üç gün devam eden şeytan taşlama görevini burada yerine getirirler. Ayrıca bu günlerin gecelerini Mina’da geçirmek Hacc’ın sün